ÇERKEŞ’İN TARİHİ
İlk Çağlarda Çerkeş:
Bugüne kadar yapılan yaygın bir şekildeki ilmî, arkeolojik kazıların, Çankırı ve havalisinde bulunan höyük ve tümülüslerdeki satıh buluntuların, bölgede Neolotik devirden (M.Ö. 7000–5000) bu yana kesintisiz bir yerleşimin varlığını ortaya koymaktadır. Özellikle Eski Tunç Devrine (M.Ö. 3000–2000) ait yerleşmelere bütün bölgede rastlanılmaktadır. Antik çağda Antoniopolis olarak bilinen yer Çerkeş’tir. İlçenin tarihi beşinci yüzyıldan daha öncelere dayanır.M.Ö. 1000’in ilk yarısında Frig istilası üzerine Çankırı da bu yeni nüfusun egemenliği altına girmiştir. M.Ö. 700 yılının ilk çeyreğinde Kimmerler’in M.Ö. 600 yılının ikinci yarısından sonra ise Persler’in istila ve nüfuzu altına giren Çankırı, M.Ö. 330 yılında Büyük İskender’in Anadolu’yu fethetmesi ile Perslerin hâkimiyetinden çıkmıştır. M.Ö. 323 yılında Makedonya Kralı Büyük İskender’in ölümü üzerine, parçalanan imparatorluğun topraklarında yeni küçük devletler kurulmuştur. Doğusu Kızılırmak, batısı Filyos ve Bolu Çayları, kuzeyi Karadeniz, güneyi Işık, Elden, Aydos, Eldivan ve Bozkır dağları ile çevrilen sahada da Paflagonya Hükûmeti’nin kurulduğu bilinmektedir. Bu bölgede bulunan Kastamonu, Çankırı, Çerkeş, Taşköprü, Bartın, Amasra, Eskipazar gibi yerleşim yerlerinin Paflagonya bölgesi içinde mühim şehirler olduğu kayıtlarda belirtilmektedir. Çerkeş bu tarihten itibaren Amasra ve Bartın limanları ile irtibatı bulunmuş, bu irtibat Osmanlı döneminde de devam etmiştir. Bu irtibat; Çakırı’dan başlayan ve Kurşunlu-Çerkeş-Ovacık-Safranbolu-Bartın güzergâhını takip eden eski katır yolu ile olmaktadır.
M.Ö. Birinci yüzyıldan itibaren Anadolu’nun Roma hâkimiyetine geçmesi ile birlikte Çankırı’da Germenikopolis ismi ile önemli bir merkez kurulmuş, Ilgaz (Olgassys), Çerkeş (Antinopolis), Eskipazar (Hadrianapolis) de önemli yerleşim merkezleri arasında yer almıştır. Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölünmesiyle birlikte, Çankırı ve çevresi Bizans İmaratorluğu’nun (Doğu Roma) önemli bir askerî ve dinî üs bölgesi olmuş, kilise kanunları burada yapılarak Hristiyanlığın Piskoposluk merkezi haline gelmiştir.
Bugüne değin Çerkeş ve yöresinde yapılan araştırmalar buranın da eski bir yerleşim bölgesinin merkezi olduğunu doğrulamaktadır. Hitit, Bizans ve Romalılar dönemlerine özgü kalıntılar bu uygarlıkların yaşandığını göstermektedir. Çerkeş (Antinopolis) Antik çağlarda Paflagonya denilen batıda Filyos Irmağı, doğuda Kızılırmak, kuzeyde Karadeniz, güneyde Işık, Elden ve Aydos dağları arasındaki bölgede yer almıştır. Paflagonya, antik çağlarda birçok işgale uğramış, dolayısıyla Anadolu tarihine uygun olarak değişik kültürleri bağrında barındırmıştır.
Bu bölgede ve bu tarihî akış içerisinde yer aldığı kesin olan Çerkeş’in, büyük olasılıkla M.Ö. 41–32 tarihlerinde Roma Generallerinden Antonios tarafından, Antonipolis adı ile kurulduğu ve ilk kuruluş yerinin Aydınlar (Kızıllar) köyü olduğu sanılmaktadır. Bu köyde bulunan arslan heykelleri, steller gibi arkeolojik buluntular bu görüşü doğrulamaktadır. Etiler, Romalılar ve Bizanslılar zamanında ilçe sınırları içinde şehirler kurulduğu, taş üzerine yapılmış kabartma resimler, yazılar, heykeler, köprü ve hamam buluntu ve kalıntılarından anlaşılmaktadır. Çerkeş’e bağlı Bayındır köyü antik çağda Potamis ve Cepora adı ile anılan yerleşim merkezi idi. Soğanlı çayının aşağı vadisi ve Karakoyunlu köyü birer arkeolojik alandır.
Selçuklular Döneminde Çerkeş:
Anadolu’ya hâkimiyet konusunda Selçuklular ve Bizanslılar arasında yapılan Malazgirt Meydan Savaşı (1071) Selçukluların zaferi ile sonuçlanınca, Türkler Anadolu’daki Bizans direncini kırmış ve Anadolu’ya yerleşmeye başlamıştır. Malazgirt Zaferi’nden üç yıl gibi kısa bir süre sonra Alparslan’ın komutanlarından olan ve Malatya Beyliğini kuran Melik Ahmet Danişmend Gazi, silah arkadaşlarından Danişment Beyliği komutanlarından Emir Karatekin’i; bu yörenin fethi için görevlendirmiş ve 1074’de Çankırı’yı fethederek Türk topraklarına katmıştır. Karatekin Gazi, karısı ve iki çocuğunun mezarı halen Çankırı kalesindedir. Bu fetih işinde Karatekin’le; Saruhan (Sarıbaba), Şeyh Mehdi Billurhan (Billur Baba), Doğan Bey, Çağa Bey, Umur Bey, Şeyh Bahaeddin, Feslihan gibi komutanlar da görev almışlardır. Bu komutanlar, halen adları ile anılan yerlerde yatmaktadır ve Çankırılılarca, Haçlılarla savaşan din adamları olarak tanınır ve ziyeret edilir. Fetih işi tamamandıktan sonra, Anadolu’nun Türkleştirilmesinde görevli bulunan ilim adamlarından Hacı Murad-ı Veli de bölgeye gelmiştir. Hacı Murad-ı Veli halen Eldivan ilçesi Seydiköyü’nde yatmaktadır.
Anadolu’ya ilk Türkmen akınlarının başladığı bu yıllarda Çerkeş’in, Türk boylarınca 1080’lerden itibaren yerleşim alanı olarak seçildiği, günümüzde Çerkeş’e bağlı Kınık, Bedil, Bayındır, Eymür, Avşar ve Dodurga gibi köylerin adlarından da anlaşılmaktadır.
Anadolu Selçuklu Sultanı I. Mes’ut tarafından, Çerkeş ve havalisi 1137 yılında tekrar Bizans eline geçmesinden kurtarılmıştır. Anadolu Selçukluları devrinde Alâeddin Keykubat’ın lalası, zamanın birinci derecedeki şahsiyetlerinden olan Atabek Cemaleddin Ferruh’un şehre Emir (Vali) tayin edilmesi ile Çankırı bölgesinin çok mühim bir yerleşim merkezi olduğu bilinmektedir. Cemaleddin Ferruh zamanında Çankırı ve havalisinde yaptırılan Şifahane (şimdiki Taşmescid) zamanın ilk akıl hastanesi olarak anılmaktadır. Bu akıl hastanesinin giriş kapısının üst tarafında yer alan yılanlı taş motifi kabartması, bugünkü tıp âleminin rozet olarak kullandığı şeklin orijinali olarak bilinmektedir. Fakat ne yazık ki, kabartmanın aslı oradan alınmış ve daha sonra da kaybolmuştur. Öte andan, yine şifahanede bulunan bir kupaya sarılı yılan heykelciği ise, bugünkü eczacıların kullandığı rozetin orijinali olarak kabul edilmektedir. Bu heykelcik, 1983 yılında Çankırı Müzesine kaldırılmıştır.
1228’de II. Kılıçarslan’ın yönetiminde Selçuklu İmparatorluğu’na bağlı Çankırı (Çerkeş) ve yöresi, Kösedağ Savaşı ile Moğol egemenliği altına girmiş, 1309’da Candaroğulları Beyliği bölgede egemenliği eline geçirmiştir. 174 yıl Candaroğullarından Emir Şucaaddin, Adil Bey, Beyazıt Bey (Kötürüm Beyazıt), İsfendiyar Bey, İbrahim Bey, İsmail Bey, Kızıl Ahmet Bey devirlerini yaşamıştır. Bu Devletin sonradan Sinop ve Kastamonu kollarına ayrılması üzerine de, Çerkeş yöresi, Osmanlı himayesindeki Kastamonu Beyliği’nin payına düşmüştür. 1392’de Yıldırım Bayezıd’in Çerkeş de içinde olmak üzere Candaroğulları Beyliği’nin büyük bölümünü ele geçirmesi ile yörede Osmanlı egemenliği başlamıştır. 1402’de Ankara Savaşı’nı Timur’un kazanması sonrasında, Sinop kolu Hükümdarı İsfendiyar Bey, Timur’un yardım ve teşvikiyle buraları tekrar alması ile Çerkeş yöresi yeniden Candaroğulları İsfendiyar Beyin egemenliğine geçmiştir. 1417 yılında Yıldırım Beyazıt’ın oğlu Çelebi Mehmet tarafından ele geçirilen Çerkeş bölgesi, İsfendiyaroğulları arasındaki iç çatışmalar yüzünden, Osmanlılara sığınan Kasım Beyin yönetimine devredilmiş Çankırı, Tosya ve Kalecik’i içine alan küçük bir Beylik kurulmuştur. Çankırı bu Beyliğin Başkenti olarak kalmıştır. Candaroğulları Beyliği zamanında, Candaroğullarına bağlı olarak Ilgaz’da Koçhisarlı oğulları, Ödemiş köyünde Ödemiş Beyliği, Çerkeş’te Hidayet oğulları birer Bey olarak yaşamış ve saltanat sürmüşlerdir.
II. Murad zamanında, düzmece Mustafa meselesini fırsat bilen İsfendiyar Bey, Tosya ve Çankırı’yı tekrar almış ve oğlu Kasım Beyi affetmiştir. Ordusu ile Bolu’ya ilerlemiş ise de, 1423 yılında II. Murad’a yenilmiş ve onu damat olarak kabul etmekten, Kastamonu madenlerini de tazminat olarak vermekten başka çare bulamamıştır. Buna karşılık II. Murad da, bütün İsfendiyar ülkesini kayınpederine vermiştir.
18. Yy.da Anadolu’nun başlıca iki büyük sefer yolundan birisi olan Kuzey’deki; Üsküdar-İzmit-Bolu-Çerkeş-Çankırı-Çorum-Amasya-Erzuum istikameti de bu bölgeden geçmek suretiyle, yörenin ekonomik gelişmişliğine katkı sağlamıştır.
Osmanlı Döneminde Çerkeş:
Çankırı bölgesi, Fatih Sultan Mehmet (1451 – 1481)’in 1461’de gerçekleştirdiği Trabzon Seferi sırasında Candaroğlu Beyliği’ne son verildiğinden, tümüyle Osmanlı yönetimine girmiştir. Tanzimat’ın ilanının ikinci yılından itibaren eyaletler yerine Batı sisteminde olduğu gibi, vilayet sisteminin kurulması ile Çankırı (Kengırı) Sancağı, Kastamonu Vilayetine bağlanmıştır. Çankırı Sancağına Çankırı Merkez, Çerkeş ve İskilip kazaları bağlanmıştır. Çerkeş Osmanlı idari taksimatında 1860 yılında ilçe olmuştur.Bağdat seferine çıkan IV. Murat (1623–1640), İstanbul-İzmit-Gerede-Çerkeş-Ilgaz-Tosya-Osmancık ve Amasya güzergâhı üzerinde bulunan Çerkeş’te bir ordugâh kurarak, ordunun bu arada dinlenmesini emretmiştir. Atlar için kazık çakılması sırasında yeraltından boşluk sesi gelmesi ve buranın kazılması sonucu, tarihi daha da eskilere dayanan bir hamam ortaya çıkarılmıştır. Bunun IV. Murat tarafından bölgenin imar edilmesi ile görevlendirilen Silahtar Mustafa Paşa tarafından bu hamamın yanına bir cami (Muradiye Camii) ve bir hamam yaptırılmıştır. Bu gelişmeler sonucu civardan gelenlerin buraya yerleşmeleri ile Çerkeş yerleşiminin temelleri atılmıştır. IV. Murat’tan Osmanlıların son dönemine kadar Çerkeş önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Camiler, medreseler, hamamlar kurulmuştur.
Bu olayı Çerkeşli Hüseyin Hız, eski Çerkeş şivesiyle şöyle anlatıyor:
“Vahdila Turkuyede sultan Murat isminde bi padişah varımış. Vezirile birlikda seyahata çıgmışlar. Evveli vesait, dört tekerli at arabası. Bunnar giderken yolları şindiki Çerkeşin olduğu yere gelmiş.
U zaman daha Çerkeş gasabası yerinde yohmuş, olduğu yer düz bi ovalıhimiş. Sultan Murat arabeyle birlikda u uvadan geçerken, arabaning arha tekerleyinin biri yera batmış. U yahında Ören-koy adında bi koy varımış. Hemen u koydan iki amele istetmiş. U tekereyin batdığı yere amalelere gazdırmış. Uradan yering altında bi hamam çıgmış. Sultan Murat demiş ki; esgiden burası gasabeymiş, gena gasaba olsun, diya emretmiş. Ve u hamamın olduğu yera hamam yapılsın. Hamamdan otuz metre ırah yera da bi cami yeri cizmiş. Buryada cami olsun, demiş. U yahında goçebe çadılları varımış. Unnara da çağırmış siz burya vatan dutun, ev yapın demiş. Çerkeşing gasabolması bu yüzden ve ahalisi goçebelikden olmuşdur.”
Silahtar Mustafa Paşa tarafından, Padişah IV. Murat’ın emriyle yaptırılan Muradiye Camii, Padişah Abdülhamit (1876–1909) zamanında ıslah ve tamir edilmiş olup 1944 Gerede-Bolu depremi sırasında yıkılmıştır. Günümüzde bu caminin yerine 1953 yılında inşa edilen Çarşı Camii bulunmaktadır. Çerkeşin yerleşimi 1879 senesinde Muradiye Camisi’nin çevresinde Kaleönü mevkiindedir. İş ve ticaret bu caminin alt kısmında ve çevresinde, konut sahaları da çarşının etrafında toplanmıştır. Şimdiki Karamuklu, İdris, Kurtlar, Okçular, Karalar ve Yeni Mahallenin çarşıya bakan kısımları mesken; kuzey kısımları tarım alanları idi.
Kültür Bakanlığı yayınlarından 1999 yılında yayımlanan IV. Murat’ın Revan-Tebriz Seferi Ruz-Namesi’nde; “Receb 2 Çarşamba: Menzil-i Çerkeş. Bugün sa’adetlü Gazi Padişahımız Ilgar ile cirid oynayarak yedi buçuk sa’atde otak’ı hümayuna nüzul olunmuştur. Ve menzil-i mezburda Amasiyye müsellimi ile üç dane abd-ı memlukları ma’an otak-ı hümayun önünde başları kesildi. Ve yevm-i mezburda mescid ile hamam-ı hayrat için Şahin Ağaya on kie guruş teslim olunmuşdur” şeklinde geçmektedir.
1878 yılında belediye olan Çerkeş, Cumhuriyet döneminde Çankırı iline bağlı ilçe merkezi olmuştur. Çankırı’nın en eski ilçesidir.
Osmanlı Kayıtlarında Çerkeş:
Osmanlı İmparatorluğu döneminde II. Mahmut’la başlayan nüfus sayımları, 1831 yılında erkek nüfusun sayımı şeklinde ilk genel Osmanlı sayımı gerçekleştirilmiş, bunu 1844 yılında ikinci sayım izlemiştir. Bu sayımlar çeşitli olumsuzluklar sebebiyle bütün bölgelerde tam olarak uygulanamamış ve tam istenen netice alınamamıştır. Bu anlamda 1885 ve 1907 yılında yeni nüfus sayımları gerçekleştirilmiş ve 1907 sayımı yüzyıl boyunca gerçekleştirilen sayımların esasını oluşturmuştur.1260 (Miladi 1844) yılında Çerkeş’te gerçekleştirilen nüfus sayımında Çerkeş kazasının 4 mahallesinin ve 39 köyünün olduğu anlaşılmaktadır. Bunlar;
Çerkeş’in Mahalleleri:
Karalar
Okçular
Kurtlar
İdris
Çerkeş’in Köyleri:
Bozoğlu
Ahur
Yalaközü
Yalakçukuru
Saçak
Karamustafa
Kadıözü
Eymür
Hacılar
Aliözü
Çalcaviran
Okcuk
Gelik
Şeyhdoğan
Kınık
Kızıllar
Basmul
Bayındır
Bediler
Kadı
Çölmekci
Dikenlü
Karaköşk
Yortan
Kalfakolu
Ağa
Saraycık
Akhasan
Yumaklu
Yoncalı
Bozcaarmud
Kısac
Dağçukuranı
Üyük
Yakublar
Ödüller
Virancık
Tirbaşı
Viran
1846 tarihli Çerkeş Kazası Temettuat Defteri’ne bakıldığında Çerkeş Kazası merkezinde 4 mahalle ve 39 köy bulunduğu; 1863 Nüfus defterine bakıldığında yine aynı mahalle ve köyler görülmekle beraber, 1844 kayıtlarında olmayan “Elpirek” isimli bir köyün kayıtlara girdiği, bu köyün muhtemelen “Yakublar”ın bir mahallesi olduğu sanılmaktadır. 16.Yy.da Çankırı’nın dokuz nahiyesinden biri olan Çerkeş’e Mevlana Siyami Kadı olarak atanmıştır. Aynı tarihlerde Çerkeş’in 68 köyü olmakla beraber, bunların bir kısmı çiftlik, mezra gibi yerleşim yerleridir. Bu çiftlik ve mezralar zaman içerisinde köye dönüşmüş veya yerleşim yeri olmaktan çıkmış ve tarihten silinip gitmişlerdir. 19.Yy.ın son çeyreğine kadar Çerkeş’in köy sayısı 43 olarak kayıtlara geçmektedir. 19.Yy.ın son çeyreğinde yani 1896 yılında köy sayısı 57’ye yükselmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili tahrirlerde kayıtlar hane üzerinden yapılmıştır. Haneler, toplumu oluşturan yetişkin ve evli olan birimi ifade etmektedir. Vergi veya nüfusa ait bu tahrirlerde ailenin erkek üyeleri kaydedilmiş, kadınlar kaydedilmemiştir. Ancak on altıncı yüzyıla doğru kadınların da kaydedildiği zaman zaman görülmektedir. Bu durum hane kaydı esas alınarak yapılan tahrirlerde nüfusu belirlemek konusunda bazı sıkıtılar ortaya çıkarmaktadır. Bu tarihlerde verilen nüfus sayıları tahmini rakamları ifade etmektedir. 1571 tarihli tahrirlerde Çerkeş Merkezi ve köylerinde toplam 2.869 hane, 1579 tahrirlerinde 5.285 hane vardır. Nüfus olarak ele alırsak ve bir haneyi beş fert kabul edilmesi durumuna göre; Çerkeş’in tahmini nüfusu 1521 yılında 11.109, 1579 yılında 18.533’dür. Çerkeş Merkezde yaşayan nüfus bakımından bir inceleme yapıldığında; 1844 yılında 2068, 1846 Temettuat kayıtlarında tahmini 1855, 1863 yılında 3.301’dir. Bir kıyaslama açısından bakıldğında; aynı tarihlerde Çankırı Merkezde 1.585 hane olup tahminen 7925, Yapraklı ilçesinde 203 hane 894 tahmini nüfus vardır. Çerkeş Merkez ve köyleri tamamen İslam olup Gayrimüslim nüfus yoktur. Çerkeş köylerinin nüfus sayımları da hane esasına göre yapılmıştır. Örneğin Bayındır Köyünün nüfusu; 1844’de 10 hane 63 kişi, 1846’da 8 hane 40 kişi, 1863’de 10 hane 69 kişidir.
Tarih kitaplarında hep Türklerin Anadolu’ya girişi olarak, Alp Aslan’ın 1071 yılında Malazirt Savaşı’nda Bizans İmparatoru Romen Diyojen’i yenerek Anadolu’nun kapısını Türklere açmış diye yazar. Aslında Anadolu, 1071 tarihinden önce peyderpey gelen Türklerle tanışmış ve bir Türk yurdu olmaya başlamıştı. Hun, Avar, Peçenek, Kuman-Kığçak Türk boyları Kastamonu ve Çankırı havalisine keşif ve iskân amaçlı olarak gelmişlerdir. Bunlardan 163 Türk aşiretinin Çankırı Bölgesine yerleştiği tespit edilmiştir. Zaten yukarıda isimlerini verdiğimiz köylere bakıldığı zaman, köy ve mezra isimlerinin